TOPLU KONUT TV

EMLAK ' PARA - 1850’li yıllarda Osmanlı’nın altın çağında inşa edilen bu yapı, Dolmabahçe Sarayı’nın da mimarı olan Garabet Balyan’ın ellerinde yükselmişti. Dönemin tüccarı Altunizade Necip Bey, bu yalıyı yaptırdı. Adını Osmanlı İmparatorluğu’nun ekonomik merkezlerinden birine altın harflerle yazdırdı. 1855’te, Baron Van Doeuvre adlı bir yabancıya satıldı. 1900’lere geldiğimizde ise Suriye kökenli tüccar Mehmet Abud Efendi, yalının yeni sahibi oldu. İşte bu isim, 80 yıl boyunca yalının kaderine yön verdi.

*   *  *

1980 SONRASI: ZAMANIN DARBE YARALARI

1980 darbesinden sonra, Türkiye’nin her yerinde olduğu gibi, yalıların kaderi de değişti. Abud Efendi’nin ailesine ait bu miras, Salat Yağları’nın kurucusu Özdoyuran ailesinin mülkiyetine geçti. Ancak burası Türkiye… Tarihi eserlerin yalnızca mimarisi değil, mülkiyeti de kanayan bir yara.

2012’de, Abud ailesinin mirasçılarından biri dava açtı: Tapu iptali ve tescil davası. Sonuç? Hiçbir şey. Hukuki süreçlerin çıkmazında, Abud Efendi Yalısı’nın mülkiyetinin yüzde 66.8’inin Özdoyuran ailesine, geri kalanının ise 40’tan fazla mirasçıya ait olduğu anlaşıldı.

Bugün, yüzde 15.73’lük hisse, Abud ailesinden iki kuzen tarafından 170 milyon TL’ye satışa çıkarıldı. Ancak bu, yalnızca bir mülkiyet devri değil; bir tarihi eserin değerinin sorgulanması demek.

*   *  *

DEĞERİNİN YARISI, KENDİSİNE REVA GÖRÜLEN

Bir yalı, ne eder? Boğaz’ın her köşesinde yükselen modern sitelere baktığınızda, bir dairenin dahi milyonlarla ölçüldüğünü görüyorsunuz. Ama Abud Efendi Yalısı’nın yüzde 15.73’lük hissesi 170 milyon TL! Çünkü satılan yalnızca bir hisse değil; devam eden davaların yükü, yıllardır çözülemeyen sorunların mirası.

Son bilirkişi raporuna göre, yalının toplam değeri 1.3 milyar TL. Bu durumda, satışa çıkarılan hissenin gerçek piyasa değeri 197 milyon TL olmalı. Ancak fiyat düşük. Neden mi? Çünkü mirasçılar arasındaki uzlaşmazlıklar ve süregelen davalar, bu tarihi mirası yalnızca alıcılar için değil, mirasçılar için de bir yük haline getirdi.

*   *  *

MÜLTECİ DEĞİL, MİRASÇI KRİZİ

Turizm Devi Çöküşte! Turizm Devi Çöküşte!

Bir yanda Özdoyuran ailesi, diğer yanda Abud ailesinin mirasçıları. 2012’den bu yana süren davalarda, kimse “ortak payda” bulamadı. Elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesi için açılan davalar reddedildi. Yargıtay’dan dönen kararlar, uzlaşı arayışını bitirdi. 2015 yılında açılan izale-i şüyu (ortaklığın giderilmesi) davası bile sonuçlanamadı. Bugün, yalnızca mülkiyet değil, miras kavramı da hukuk tarihimizde kaybolmuş durumda.

*   *  *

SBK HOLDİNG’İN GÖLGESİ

Yalının mevcut kiracısı da ayrı bir tartışma konusu. ABD’de dolandırıcılık ve yargıya müdahale suçlamalarıyla yargılanan Sezgin Baran Korkmaz’a ait SBK Holding, şu anda Abud Efendi Yalısı’nın kiracısı. Bu durum, yalıyı satın alacak kişi için yalnızca miras davalarını değil, aynı zamanda kiracı sorunlarını da beraberinde getiriyor.

*   *  *

TARİH Mİ RANT MI?

Bugün Boğaz’da yükselen gökdelenler, tarihi yapılarla yan yana. Bir yanda betonarme yapılar; diğer yanda geçmişin izleri… Ancak tarihi eserler yalnızca görsel zenginlik değil; aynı zamanda kültürel hafızamızdır. Abud Efendi Yalısı, miras davalarıyla boğuşurken, aslında bir gerçeği daha ortaya koyuyor: Biz geçmişimize sahip çıkamıyoruz.

170 yıllık bu yapı, Boğaz’ın yalnızca bir manzara unsuru değil; aynı zamanda Osmanlı’nın ticari ve kültürel geçmişine ayna tutan bir eser. Ama bu eser, bugün davalarla örseleniyor. Eğer bu yapıya sahip çıkılmazsa, bir gün yalnızca geçmişte kalan bir “anı” olarak hatırlanacak.

www.toplukonutemlak.com